LUT ALEYHİSSELÂM ve KAVMİ *
Uzm. Dr Selahaddin Semiz**
İki genç arkadaş her zamanki buluşma yerleri Cafe de Latte’de oturmuş expresso kahvelerini yudumluyorlardı. Sohbetleri genelde günlük haberler ve yorumları üzerine olurdu. Kafenin modern ve ışıltılı ortamında genç kızlı erkekli grup, gürültülü ve bol kahkahalı sohbetlerine devam ederken, yeni gelenler aradaki boş masalarda yer bulmaya çalışıyorlardı.
Gündemde Taksim'de LGBT yürüyüşü vardı. Bir çok garip giysiler içinde homoseksüellik reklamı yapan gurup ilk anda herkeste bir rahatsızlık oluşturmuştu. Marjinal ve hastalıklı bir kesimin tedavi edilip islah edilmesi gerekirken, sanki normalmiş gibi reklamının yapılması canlarını çok sıkmıştı.
İki genç arkadaş yüreklerinden gelen bir rahatsızlık ve itiraz ile fıtrata ters bu olayın modern toplumda bu kadar açıkça reklam edilmesini anlamıyorlardı.
Tıp Öğrencisi Salih, arkadaşı Tuna’ya tıp fakültesinde bazı hocalarının bu durumu ‘normalden sapma ve çocuklukta yaşanan travmalardan sonra oluşan bir olay’ olduğunu söylediklerini aktardı. Tuna, İstanbul’da Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde okuyordu. O da derslerde hocalarının ‘tarih boyunca bu şekilde sapmaların olduğunu’ söylediğini aktardı.
Nitekim Lut Peygamber’in içinde yaşadığı kavmin bu sapmayı normal kabul ettiğini ve Lut Peygambere dahi bu konuda baskı yaptıklarını söyledi.
İki genç birlikte Lut peygamberin ve kavminin durumunu Kuranı Kerim mealinden okumaya başladılar.
……………
(……) Elçi Melekler, Lût Aleyhisselâmın kavmini helak etmek üzere Onun yaşadığı şehre doğru gittiler. Gündüzün ortasında oraya vardılar.
Sedum ırmağına ulaştıkları zaman, Lût Aleyhisselâmın, ev halkı için, su dolduran kızı ile karşılaştılar: Ona:"Ey genç kız! Konuk olunacak yer var mı?” diye sordular.
Genç kız:"Evet! Konaklanacağınız, şurasıdır. Fakat ben, gidip yanınıza gelinceye kadar, içeri girmeyiniz!” dedi.
Gidip Babasına:"Babacığım! Şehrin kapısı önündeki yiğitler, Senin yanına gelmek istiyorlar.Ben, onların yüzlerinden daha güzel yüzlüsünü görmüş değilim. Sakın, senin kavmin, onları, yakalayıp kendilerine bir rezillik yapmasınlar!” dedi.
Lût kavmi, erkek konuk kabul etmekten, Lût Aleyhisselâmı, men etmişler, ona: "Sen, aramızdan çekil! Erkekleri, biz konuklayacağız!” demişlerdi.
Bundan dolayı Lût Aleyhisselâm; genç konukları olan insan kılığındaki azap meleklerini içeriye gizlice almış, onlardan, hiç kimsenin haberi olmamıştı.
Fakat, Lût Aleyhisselâmın karısı, gidip bunu, kavmine haber verdi ve:"Lût'un evinde, öyle genç erkekler var ki, ben, şimdiye kadar, ne onlar gibisini, ne de, onların yüzlerindeki güzelliğin bir benzerini ve kendilerinden yayılan güzel kokudan daha güzelini görmüş değilim!” dedi.
"Şehir halkı, sevine sevine geldi."Lût Aleyhiselâmın evini, her taraftan kuşattılar.Lût Aleyhisselâm, kapıyı kapadı.
Elçi Meleklerle kendisi, içeride bulunuyor, kapının arkasından, onlarla münâkasa ediyor, tartışıyor, içeriye girmemeleri için, onlara and veriyor yalvarıyordu. Sodomlular ise, eve inmeğe, girmeğe çalışıyorlardı.
Lût Aleyhisselâmın kavmi, genç erkek zannettikleri insan kılığındaki meleklere ulaşmak için çabalarken,Allah’ın gazabı onlara ulaştı.Allahu Teala bu şehrin halkının semaya kaldırıp sonra ters çevirdi.
……………
İki genç arkadaş okudukları menkıbenin etkisi ile bulundukları ortamı unutmuş, adeta tarihe bir yolculuk yapmış gibi olmuşlardı. İnsanlığın sapmalarından dolayı cezalandırılması, üstelik günümüzde basit görülen sapkınlık yüzünden böyle ağır bir ceza ile karşılaşmaları onları çok etkilemişti.
Salih, “Aslında İslamiyet yanlış yapan kişileri değil, yanlışın kendisini ve onu ortaya çıkaran şartları hedef alır. Burada sapıklık çok aşırı gitmiş, toplumu sarmış.Hatta Peygamberleri olan Lut’un misafirlerine musallat olacak kadar ileri gitmişler” dedi.
Tuna, başka bir ayrıntıya dikkat çekti. “Lut Peygambere inanan insanlardan 70 bin kişinin geceleri namaz kılıp dua ettiği rivayet edilir. Ama onlar,içinde yaşadıkları toplumun kötülüklerine mani olmadıkları için kavimleriyle beraber helak olmuşlar” dedi.
Salih, sonunda hem kendilerine hem de tüm insanlığa en güzel ve en doğru uyarıyı hatırlatarak sohbeti kapattı.
…………………..
Lut’u da (kavmine gönderdik.) Hani (Lut) kavmine: “Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşiyatı mı yapıyorsunuz?” demişti. (7/A'râf 80)
“Şüphesiz ki sizler, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Siz, aşırı giden taşkın bir toplumsunuz.” (7/A'râf 81)
(Helak) emrimiz geldiğinde oranın altını üstüne getirdik ve tepelerine birbiri ardına dizilmiş, çamurdan pişirilmiş taşlar yağdırdık. (11/Hûd 82)
(O taşlar) Rabbinin katında işaretlenmişlerdir. O (azabın bir benzeri, bu kavmin amelini yapan) zalimlerden uzak değildir. (11/Hûd 83)
*Bir Başhekimin Hayata Dair Notları,Tefekkür Düşünce Merkezi, İstanbul,2021
**Uzm. Dr Selahaddin Semiz
1962 yılında Sivas, Gürün’de doğdu. 1985 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun oldu. Kırşehir, Kaman’da mecburi hizmetini, GATA-Ankara hastanesinde askerlik hizmetini, İstanbul Haseki Hastanesi Radyoloji Kliniğinde ihtisasını tamamladı.
Hekimlik hayatı boyunca birçok STK’da aktif görev aldı. Deprem, sel ve tsunami sonrası Endonezya-Ace, Pakistan-Keşmir ve Pakistan-Pencap bölgelerinde, Sudan ve Nijer’de sağlık gönüllüsü olarak çalışmalara katıldı.
Afiyet Hastanesi, Afiyet OSGB, Biomekatronik Şirketinin Ortağı ve Biomedikal Ar-Ge kooperatifi Başkanıdır. Halen Özel Afiyet Hastanesinde radyoloji uzmanı ve başhekim olarak çalışan Dr. Semiz, Kutupyıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısıdır.