Makedonya Sünnet Seyahat Notları
17.5.2013 Akşamı Üsküp havaalanında Enver Hüseyin Bey tarafından karşılandık. VIP salonundan çıkış yaparak doğruca İştip’e hareket ettik. İştip’de Oaza otele yerleştik. Hemen Ertesi günün sünnet programını yaptık.
Cumartesi günü 5 farklı merkezde sünnet yapılacağından ekibi ikiye böldük, ben ve fazlı bey bir ekip, Dr. Hamdi Beyle Dr. Gürsel Bey ayrı bir ekip olarak ayrıldık. Sabahleyin kahvaltıdan sonra hemen 2 farklı araçla yollara koyulduk.
Bizim ekip önce Radonya beldesine gittik, burada TİKA’nın onarımını yaptığı bir caminin şantiye binasında 15 çocuk sünnet yaptık. Bir tane hipospadies vakası tespit ettik. (Kısaca idrar çıkış deliğinin doğumsal bir rahatsızlık olarak penisin altına açılması. Bu çocuklar yanlışlıkla tespit edilemeyip sünnet yapılması halinde çocuk ebediyen ameliyat şansını kaybediyor, çünkü sünnet derisi bu ameliyatta kullanılıyor.) Bu çocukların ameliyatının 3 türlü gerekliliği var. 1. cinsel fonksiyon bozukluğu ortadan kaldırılacak, 2. infertilite (kısırlık) riski ortadan kaldırılacak 3. Psikolojik sebepler ortadan kaldırılacak. Halbuki oradaki doktorlar sünnet olmasında sakınca yok demiş!!!
2. Beldemiz Pırnalı idi. Burada da bir caminin meşrutasında 19 çocuk sünnet yaptık. Ve hemen bir Romen beldesi Bansko ya gittik, burada da 21 çocuk sünnet yaptık ve akşam üzeri İştip’e döndük. 2. Ekipteki arkadaşlar da 4 farklı beldede toplam 50 çocuk sünnet yapmışlar.
Onların da 1. gündeki ilginç vakaları bir cam bebek rahatsızlığı olan bir çocuğu ve kardeşini evlerinde sünnet yapmak olmuş.
2. gün sabah İştip’e 60 km mesafede bir şehirde (surmika) her iki ekip ortaklaşa çalıştık. Buraya yakın beldelerden getirilen 84 çocuğu, Bir camide gün içinde sünnet yaptık. Buraya gelen halkın çoğunluğu Romen kardeşlerden oluşuyordu. Burada da bir tane hipospadies tespit ettik.
Adreslerini telefonlarını ve mail adreslerini aldık. İletişim kuracağımızı ve ameliyat yaptıracağımıza söz verdik. Gelirleri (genellikle tarım işçiliği yapıyorlar) oldukça düşük olan bu halkın bu ameliyatı yaptırabilmeleri için belki 1-1.5 yıllık kazançlarını yemeyip içmeyip bu ameliyat için harcamaları gerekiyor.
Olası bir kanama ihtimaline karşı akşam yine İştip’te kaldık. Ertesi gün Üsküp’e geçtik bazı tarihi camileri gezdik. Kalkandelen şehrine gittik. Burada da tarihi Alaca Camii ile daha önce kurulmasına vesile olduğumuz ve bir Türk işadamı tarafından yaptırılan kız imam hatip lisesini gezdik. Akşam İstanbul’a döndük.
Allaha şükür, yaptığımız sünnetlerden bir kanama şikayeti ya da bir operasyon hatası olmadı. Steriliteye dikkat ettik. Sünnet sonu sargıda sarmadığımızdan hem çocuklar ve aile, sargı çözme zahmetlerine katlanmadılar hem de iyileşmenin çabuk olması sağlanmış oldu. Halktan da memnuniyet haberleri aldık.
Sünnetin bu tür yerler için çok güzel bir hizmet ve iletişim biçimi olduğunu düşünüyorum. Oradaki Türkleri yetim kalmış kardeşlerimiz olarak değerlendiriyorum. Yıllarca batı kültürünün, Komünizmin etkisiyle dini değerlerinden genel olarak geriye sünnet ile mevlitin kaldığını düşünüyorum. Türkiye’ye karşı aşırı özlemleri mevcut. Ay yıldızlı bayrağımızı bazı bayanların kolye olarak taşıdığını, bazı erkeklerin yüzüklerinde ay yıldızlı bayrağımızın olduğunu, hatta bazı partilerin bile bayrağımız üzerine yaptıkları değişik motifleri amblemleri olarak kullandıklarına şahit oldum.
Türkiye’de ki futbol takımlarını tuttuklarına, onların formalarını giydiklerine, Türk TV’lerinin dizilerini hararetli bir şekilde takip ettiklerini gözlemledim. Telefonlarının müzik seslerini mehter marşına, bazı türkülerimize ayarladıklarını tespit ettim. Arabalarında Türk müzikleri, ilahileri ve marşları dinliyorlar. Türkiye’deki gelişmeleri, Başbakanımızın açıklamalarını yakından takip ediyorlar.
Sünnet ekibimi daima işinin ehli ve dindar arkadaşlardan seçmeye özen gösteriyorum. Çünkü gittiğim ülkelerde (Şu ana kadar Makedonya dışında, Gürcistan, Sudan, Suudi Arabistan, Komor adaları ve Kenya ülkelerinde sünnet programları düzenledik) baskın bir kültürün temsilcileri olarak ekibimizin davranışları örnek alınabiliyor. Nasıl ki Horasan Erenleri Anadolu’ya İslam’ı sevdirmişler ve İslamlaşmasına vesile olmuşlarsa, bir nebze olsun hizmet için giden kardeşlerimizin de pozitif-negatif tüm davranışları izleniyor.
Yaptığımız sünnetlerden memnun kalmış olacaklar ki, bu ay sonu için tekrar davet ettiler, bu kez 500 çocukluk başkent Üsküp’ü de içine alacak şekilde bir organizasyon ayarladılar. İnşallah 27 Haziran’da Rabbim emanetini almazsa yeniden yolcuyuz, dualarınızı beklerim, Allaha emanet olunuz.
Dr. Fatih SOYDEMİR