PROF.DR YAŞAR BAĞDATLI’YI ANARKEN
Dr.Mehmet Bozkurt*
Prof.Dr. Yaşar Bağdatlı,1944 yılında Malatya’da doğdu. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji’nin kurucularından olan Prof. Dr. Ekrem Kadri Unat’ın yetiştirmiş olduğu önemli isimlerden biriydi.
Prof.Dr. Yaşar Bağdatlı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanıydı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji alanında hizmet vermekteydi. Dr.Bağdatlı, Türkiye'nin en köklü hastanelerinden olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde enfeksiyon biriminde uzun yıllar çalıştı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde binlerce öğrenci yetiştirdi. Yeniliklere son derece açık, çevresiyle çok iyi iletişim kuran, çok sevilen bir şahıstı. Son gününe kadar Cerrahpaşa Çevre Biriminin başında aktif çalışan bir akademisyendi.
………..
Yaşar Ağabey ile hukukumuz öğrencilik yıllarımızdan başlamıştı. Kendisini Mikrobiyoloji derslerinden hatırlıyorum. İnce uzun boylu, esmer, hafif kırlaşmış saçları ve mavi gözlü, kendinden emin ve öz güveni yüksek bir ağabey, sıcak ve samimi bir dost,, Öz verili diğergâm fedakâr bir insan.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde aynı zamanda kıymetli eşi Zeliha Ablamız da Mikrobiyoloji stajı yaparken laboratuvarda asistandı.Ben askerlik dönüşü Vakıf Guraba Radyoloji Laboratuvarında ihtisasa başladığımda Zeliha Abla da Vakıf Guraba Hastanesi Bakteriyoloji Laboratuvarında görevli olarak çalışmaya başlamıştı. Zeliha Abla sonradan tesettüre girmiş, yoğun İslami hizmetlere kendini adamıştı.
Yaşar Ağabeyler ile ailecek görüşürdük. Ben askere giderken Ankara'ya kadar Yaşar Ağabey ile bir yolculuğumuz oldu. Onun bir volkswagen arabası vardı. Askerden dönüşte Vakıf Guraba'da ihtisas yapacağım için bana uygun bir ev arıyorduk. Yaşar Ağabey o günlerde devreye girerek benim için Vakıflar Başmüdürlüğünden bize bir lojman tahsis ettirmişti. Yaşar Ağabeyin buna benzer yardımları birçok kişiye olmuştur. Bir ağabey olarak çevresine yardıma koşan, gayretli vefalı ve samimi fedakar bir Müslümandı.
Ben askerde iken İstanbul Tabip odasının bir ara kongre ve seçimi olmuştu. Yaşar Ağabey bu kongrede İstanbul Tabip Odası yönetimini düşürmüştü. Yaşar Ağabeye zaman zaman teşkilat çalışmalarından bahsederdim. O ortamı uygun görmediği için yanaşmazdı. Yaşar Ağabey daha çok bireysel bir değerdi. Buna rağmen yurt içi olsun yurt dışı olsun siyasetçi, bürokrat, esnaf, tüccar, akademisyen bir çok kişi ile etkili irtibatı vardı. Bu irtibatlar sayesinde birçok kişiye herhangi bir müşkülünde yardımcı oluyordu.
Yaşar Ağabey Diyanet Hac kafilesinde sağlık hizmetleri koordinasyonunda da görevli idi. 1980 li yıllarda bir ara Fatih'te Hicret Düğün Salonunda aylık toplantılar düzenliyorduk. O zamanlar henüz Sağlık Vakfı ve Hayat Vakfı kurulmamıştı. Birlik Vakfı da yoktu. Hekimler Birliği İstanbul'da şube açmaya çalışıyordu. Yaşar Ağabey herkesle iletişimi olan biri idi. Ramazanlarda teravih namazlarını hatimle kılınan camilerde kılardı.
Yetmişli ve seksenli yıllarda Tıp camiasında Ayhan Songar, Süleyman Yalçın, Ömer Kasımoğlu Cevat Babuna, Mazhar Özman ve Asaf Ataseven gibi muhafazakar dindar öğretim üyeleri hocalarımız vardı.
Yaşar Ağabey bu hocalarımız ile aramızda bir ara nesil gibiydi ve gençlere daha yakındı. Yaşar Ağabey ile akran konumda Erman Tuncer ve Temel Dağoğlu Ağabeyler de bana göre aynı şekilde bize daha yakın ara nesil ağabeylerdi. Önce Temel Bey daha sonra Erman Bey (Dr.Mehmet Bakar’dan önce ) İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yapmışlardı.
Yine o yıllarda İslami camianın gönül huzuru ile gidebileceği bir kadın doğum hastanesi yoktu. Bu hocalarımız bu ihtiyacı giderecek bir özel hastane kurmayı düşünüyorlardı. Bu teşebbüs için hayırsever mütedeyyin iş adamlarından sermaye desteği istiyorlardı. Fakat bazı sebeplerden dolayı iş adamları bu desteği vermiyordu.
Daha sonra adeta “Siz özel hastane mi kurmak istiyorsunuz? Alın size Vakıf Guraba Hastanesi” der gibi Allahu Teala Vakıf Guraba Hastanesinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesinde, muhafazakar mütedeyyin yöneticiler iş başına gelmişti.
Ben İstanbul'dan iki defa altı yıl, (12 yıl) kadar ayrılınca irtibatım azalmıştı. Geçen sene bir ara ziyaretine gitmeyi düşünüyordum. Fakat haftada altı gün çalışınca ve İstanbul'da mesafe ve trafik nedeniyle ziyaret kısmet olmadı.
Vefatından iki ay önce telefonla aramıştım. Yüz yüze görüşemesek de o telefonda biraz hasret gidermiştik. O görüşmemizde bana “Devrimden sonra İran Konsolosluğundan, İran’da bir üniversitede çalışmak üzere çok yüksek bir maaş teklif edildiğini ancak bu teklifi reddettiğini” söylemişti. Yaşar Ağabey prensiplerine uymayan teklifleri maddi bakımdan ne kadar cazip olursa olsun kabul edecek biri değildi.
14 Ağustos 2021 günü cep telefonuma düşen mesaj “Yaşar Ağabeyin kalp krizi nedeni ile vefat ettiğini” bildiriyordu. Ondan yarım saat sonra ablası da üzüntüden vefat etmişti. Allah CC Yaşar Ağabeyin ve ablasının mekânını cennet eylesin. Zeliha Ablaya da sağlıklı uzun ömür versin.
Dr. Mehmet Bozkurt* (Yard. Doç Dr., Radyoloji Uzmanı)