40 Yaşından Sonra Ortaya Çıkan Hastalıklar

Çocukluğumdan beri yediğime içtiğime dikkat ederim. Dolayısıyla sağlıklı beslendiğimi zannederdim. Yaşım 40’a varınca bir gün göğsümün üzerinde bazı ağrılar hissetmeye başladım. Ağrılar devam edince ‘doktora gideyim’ dedim. Doktor kan tahlili istedi. Kan tahlilini götürdüm. Sonuçlara baktı, “Senin kolesterolün çok yüksek” dedi. Çeşitli ilaçlar yazdı. Doktora “Ben kendimi çok sağlıklı zannediyordum” dedim. Doktor gözlüğünün üzerinden bana bakıp gülerek “Yaş gelmiş 40'a… Bundan sonra sende çok hastalık çıkar” dedi.

Doktor böyle söyleyince ilk fırsatta ansiklopedilerden 40 yaş hastalıkları ile ilgili bilgi edinmek için bir araştırma yaptım. Karşıma çeşitli bilgiler çıktı. Bunları bugünkü yazımda sizlerle paylaşayım dedim.

Erkeklerde 40 yaş sonrası, kadınlarda ise menopoz sonrası yılların getirdiği yanlış beslenme alışkanlıkları ile bazı sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlamaktadır. Karaciğer yağlanması, pankreas çalışamaması (şeker hastalığı), kalp rahatsızlığı, böbrek rahatsızlıkları, kolon hastalıkları gibi bazı hastalıklar 40 yaş üzeri erkeklerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.40 yaşından sonra erkekler için dikkat edilmesi gereken iki çok önemli unsur vardır.


1)Koroner Kalp Hastalıkları: Göbek çevresi yağlanması ile ortaya çıkan hastalıklardır. 40 yaşından sonra düzenli olarak kan tahlilleri ve efor testleri ile kalp sağlığınızı mutlaka kontrol ettirmelisiniz.


2) Kolon Kanseri: Göbek çevresi yağlanması ile ortaya çıkan hastalıklardır. 40 yaşından sonra düzenli olarak kolonoskopi ile kolon riskinizi mutlaka kontrol ettirmelisiniz.


3)Alzheimer: İnsanı önce yakın çevresinden sonra kendinden uzaklaştıran, zaman geçtikçe yaşamın hiçbir anının artık anılarda bile yer alamadığı, en sonunda insanın kendini dahi tanımadığı bir hastalık. Alzheimer, unutkanlıkla başlayan bir hastalık ancak her unutkanlık Alzheimer anlamına gelmiyor.


4) Diyabet: Dünyada global bir salgın olarak ilerleyen diyabet özellikle 45-65 yaş arasında 3 kat, 65 yaş üzerinde ise 4 kat artış gösteriyor. Bu nedenle hiçbir şikayet ve hekimi şüphelendirecek belirtiler olmasa da, erişkin dönemde düzenli aralıklarla açlık kan şekerinin kontrol edilmesi diyabetin erken tanısı için çok büyük önem taşıyor.


5) Tansiyon: Ülkemiz de her üç kişiden birinin sorunu olan hipertansiyon riski yaşla birlikte ciddi artış gösteriyor. 45-55 yaş arası erkeklerde 1.5, kadınlarda ise 2 kat risk artışından söz ediliyor. Metabolik sendrom, abdominal obezite, diyabet, aile öyküsü, sigara kullanımı gibi bazı risk faktörlerinin hipertansiyon riskini artırdığı biliniyor. Risk grubunda yer alan kişilerde 40 yaşından sonra yılda bir kere tansiyon ölçüm taraması yapılması gerekiyor.


6) Osteoporoz: 40 yaşla birlikte görülme riski artan hastalıklardan biri de osteoporoz. Kemik dokusunun zamanla bozulması ve kemiklerin zayıflaması sonucu ortaya çıkan osteoporozun en büyük tehlikesi neden olduğu kırıklar. Kemiklerdeki mineral kaybı ne kadar fazla ise kırık riski o denli artıyor.


7) Prostat Kanseri: Erkeklerde en sık görülen kanserlerin başında yer alan prostat kanserinde yaşlanma en önemli risk faktörünü oluşturuyor. Belirtiler ortaya çıkmadan yakalayabilmek için, her erkeğin 50 yaşından itibaren prostat muayenesi olması önem taşıyor. Risk faktörlerine ve erkeğin durumuna göre hekimin önereceği uygun tarama programına devam edilmesi gerekiyor.


8) Donuk Omuz: Donuk omuz, özellikle kadınlarda daha sık olmak üzere, Ortopedi’de çok karşılaşılan bir problemdir. Oldukça ağrılı ve hareket kaybıyla giden bu hastalıkta hastalar uzun süre kollarını kullanamayabilirler. İleri vakalarda omuz hareketleri ileri derece kısıtlanır. Hastalar, diş fırçalama, dolaptan herhangi bir şey alma, etek ilikleme, pantalon çekme vb. gibi günlük fonksiyonlarını yapmakta zorluk çekebilirler. Birçok hastada gece ağrısı olur. İlk hissedilen belirti omuz ağrısıdır. Omuz incinmiş gibi hissedilir.

Görüldüğü gibi herkesin 40 Yaş hastalıklarını bilmesinde ve buna göre kendisiyle ilgili tedbirler almasında faydalar var. Bir de eski kitaplarda rastladığım 40 yaş hastalıkları var. Bu vesile ile onları da paylaşayım:


Eski kitapların yazdığına göre;

1) Sekte-i Vicdan: Vicdanının sesini uzun zamandır dinlemeyen veya artık vicdanına kulak vermeyen kişilerde görülen bir hastalık olup böyle kişilerde aniden gelen ‘sekte-i vicdan’ kişilik ölümlerine sebep olabilirmiş.


2) Hafıza-i Balık: Alzheimer’in bir başka çeşidi olup dostlarını, akrabalarını, kendisine yapılan iyilikleri, geçmişten alınması gereken dersleri unutan insanlarda yaygın olarak gözüken bir hastalık imiş.


3) Hakikat Körlüğü: Daha ziyade yüksek rakımlı bölgelerde veya başşehirlerde yaşayan insanları yakından ilgilendiren bir hastalıkmış. Hastalığın son evresinde insanlar hakikatleri görmez, görse de inanmazlarmış.


4) Hakikat Sağırlığı: Bu da yine daha ziyade başşehirlerde gözüken bir hastalıkmış. Hastalığın son evresinde insanlar hakikatleri duymaz, duysa da inanmazlarmış.

5) Şaşılık: Hastalığın son evresinde insanlar gerçekleri görmez, doğruları yanlış, yanlışları doğru görürmüş.


6) Şeşi Beş Görme: Hastalığın son evresinde insanlar aleyhlerindeki gelişmeleri ve tehlikeleri faydalı şeyler olarak görmekte, lehlerindeki gelişmelerden ise rahatsız olup uzaklaşmakta imişler.


7) Kalbin Taşlaşması: 40 yaşından sonra çokça görülen bu hastalıkta insanın merhamet duyguları daralır, acılar karşısında duyarsız hale gelirmiş.


8) Kafanın Taşlaşması: Eski kitaplarda ‘beton kafa’ da denilen bu hastalık tipinde de insanın beyni sosyal olayları algılayamaz hale gelir, sadece başkasının verdiği emirleri yerine getiren bir robot haline dönüşürmüş. Donuk omuz hastalığında olduğu gibi bu hastalıkta da insan istediği gibi kolunu ve omzunu kaldıramaz sadece başkalarının emir ve talimatları doğrultusunda ancak hareket edebilirmiş.


9) Anlık Karakter: Hastalığın son evresinde insanın oluşmuş karakteri ortadan kalkar bir araya geldiği kişilere göre karakteri ortaya çıkarmış. Zalimlerle zalim, alimlerle alim gibi konuşan kimseler olurlarmış. Karakterleri an be an değirmiş.

10) Kimlik Kayması: 40 yaşından sonra çokça görülen bu hastalık daha ziyade makam mevki peşinde koşan kişilerde görülürmüş.


11) Çehre Kayması: Makam, mevki, para gibi hedeflere ulaşma konusunda aşırı hırs taşıyan insanlarda yüksek stres, kişinin yüzünü ve çehresini etkiler ve ‘çehre kayması’na bir başka ifadeyle çehrenin bozulmasına sebep olurmuş.


12) Omurga Kayması: Sahip olduğu makam mevki ve dünya nimetlerini kaybetmemek için her türlü hareketi sürekli yapan kişilerde oluşan amansız bir hastalık imiş.

13) Dil Şişmesi: Şahit olduğu haksızlıkları kendisi de yetkili olduğu halde ilgililere söylemeyen kişilerde gözüken bir 40 yaş hastalığı imiş.


14) Klioptemani: Kendisine emanet edilen makam ve mevkinin hakkını vermek yerine oradan devletin ve milletin menfaatlerini sürekli çalan kişilerde gözüken bir hastalık tipi imiş.

15) Parmak Sarkması: 40 yaşından sonra kendi hakkı olmayan şeyleri çokça almaya tevessül eden insanlarda gözükürmüş. Bu hastalığın son evresinde kişinin parmakları bir ağaç dalı gibi garip bir şekilde uzarmış.


Dikkat ettiyseniz bu hastalıkların bir tanesi hariç hiçbirinin Latince ismi yok. Çünkü bunlar şarka mahsus hastalıklarmış ve batı dünyasında pek gözükmezmiş.

Benim eski kitaplardan bulduğum hastalıkların bazıları bunlar. Belki başka hastalıklar da vardır…. Onları da tanıdık doktorlara sorabilirsiniz.